Merkez Bankası, Piyasaların merakla beklediği açıklamayı yaptı. Faiz koridorunun üst bandını 25 bp indirerek yüzde 8.50`ye çekti.

Merkez Bankası indirimlerine devam edecek mi? sorusuna piyasa uzmanları yorum getirdi..

Geçtiğimiz haftadan bu yana piyasaların merakla beklediği açıklama geldi. Son 5 aydır faiz koridorunun üst bandını aralıksız indiren Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), yılın 8’inci Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında da faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan indirerek yüzde 8.50’ye çekti.

Yaptığı bu indirimle TCMB, faiz koridorunu tarihin en düşüğüne çekmiş oldu.

Paranın Uzmanları Merkez Bankası’nın 6’ncı kez üst üste indirime gitmesini yorumladı.

‘MERKEZ SADELEŞMEYE DEVAM EDİYOR’

İntegral Menkul Değerler Araştırma Direktörü ve yazar Tuncay Turşucu, Merkez Bankası’nın indirime gitmesini şöyle değerlendirdi:

“Merkez Bankası piyasa beklentilerine paralel üst batta 25 baz puan indirim yaparak Marjinal fonlama oranını %8.75’den %8.50 seviyesine indirdi. Politika faizi olarak izlediğimiz haftalık repo oranını %7.5 düzeyinde ve borçlanma faiz oranını ise %7.25 seviyesinde değiştirmedi. Bu indirim ile birlikte koridor genişliği 125 baz puan seviyesine geriledi.

uzmanlar kritik aciklama icin ne dedi?‘KARARIN DOLAR/TL ÜZERİNDE OLUMLU ETKİSİ OLDU’

Kararın USDTL üzerinde hafif olumlu etkisi oldu. Kur 2.9395 seviyelerinden 2.9330 seviyesine doğru gerileme gösterirken, endekste banka hisselerinde sınırlı ama olumlu etkiler görüldü.

Karar metninde geçtiğimiz aya kıyasla darbe girişiminin getirdiği temkinli havanın yerini daha güvenli bir tonlamaya bıraktığı görülüyor. Geçtiğimiz ay gerektiği taktirde likidite tedbirleri alınmaya devam edecektir ibaresi bu ayki metinde kaldırılmış. Diğer yandan Turizm sektöründeki gelişmelerin cari açığa kısa süreli olumsuz etki yapabileceği uyarısında bulunurken, cari dengeyi destekleyici gelişmelerin devam ettiğini de yine metinde tutmuş.

‘ENFLASYON KONUSUNDA OLUMLU BAKIŞ AÇISI DEVAM ETMEKTE’

Karar metninin en önemli kısmı bence enflasyon konusundaki ılımlı duruşun devam etmesi. Merkez işlenmemiş gıda fiyatlarında kısa vadede aşağı doğru düzeltme yapabileceğini öngörüyor ve çekirdek enflasyonun kademeli düşüşünü koruyacağını bekliyor. Başka deyişle enflasyon konusunda olumlu bakış açısı devam etmekte. Bu, Merkez Bankası’nın önümüzdeki ay da enflasyonun izin vermesi taktirde üst banttaki indirime devam edebileceği şeklinde okunabilir. Merkez koridor ne kadar daralırsa tek faiz algısının o kadar güçleneceğini düşünüyor ve bu doğrultuda hareket edecek görünüyor.”

‘MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ KONUSUNDA ELİ ZORLAŞIYOR’

KapitalFX Araştırma Uzmanı ve UZMANPARA yazarı Enver Erkan, Merkez Bankası’nın indirime gitmesini şöyle yorumladı:

“Merkez Bankası Ağustos ayı PPK toplantısında gecelik borç verme faizini, beklentilere paralel bir şekilde 25 baz puan indirerek %8,75 seviyesine getirdi. Böylece Mart ayından sonra faiz koridoru üst bandında yapılan faiz indirimleri toplamda 225 baz puan tutarında oldu. 1 haftalık repo faizi ve gecelik borçlanma faizinde ise herhangi bir değişiklik yapılmadı.

‘NİHAİ HEDEF GELENEKSEL OLMAYAN PARA POLİTİKASINDAN ÇIKILMASI’

Politika açıklamasıyla beraber; 15 Temmuz darbe girişiminin ve turizm sektöründe yaşanan sorunların da Merkez Bankası’nın merceğine girdiğini görmekteyiz. Önceki politika açıklamalarından farklı olan en önemli nokta buydu. Diğer taraftan; Merkez Bankası’nın sadeleştirme kapsamında yaptığı faiz indirimlerinde artık yolun sonuna iyice yaklaşıldığını söylemek gerekmektedir. Üst bandın, halen politika faizi olarak nitelendirilen 1 haftalık repo faizine bir adım daha yaklaşmasıyla beraber simetrikleştirme yolunda da mesafe katedildi. Nihai hedef aslında, geleneksel olmayan para politikasından çıkılması ve tek bir faiz noktası belirlenerek bütün fonlamanın o oran üzerinden yapılması. Bu durumda da aslında iki faktör ortaya çıkıyor.

‘TOP ENFLASYONA GEÇİYOR’

Birincisi; tek faiz oranından yapılan fonlamanın nereden olacağı. Bu noktada top enflasyona geçiyor. Temmuz ayında enflasyonda umulmadık artış, yılsonuna dair enflasyon beklentilerinin de yukarı doğru revize edilmesine neden oldu. 12 aylık ileriye dönük beklentilerin de halen yüksek kalmaya devam ettiğini görüyoruz. Faiz indirimleri bu noktada risk teşkil ediyor, çünkü rasyonel olan enflasyon ve nominal faiz arasında nominal faiz lehine bir marj bırakılmasıdır. Şu anda; Temmuz ayı verileriyle yıllık manşet enflasyon %8,79; yılsonu beklentimiz ise %8. Enflasyonun içine gireceği trend ile belki bu noktanın da üzerinde bir yılsonu enflasyonu gerçekleşmesi beklenebilir. Çekirdek enflasyonda da açıkçası geri çekilme umulan kadar olmamıştır. Bu durumda faizin yüzde 8 seviyesi aşağısında dengelenmesinin risk oluşturacağını ve kırılganlığı artırabileceğini düşünüyoruz. Bu söz konusu beklentilerin yeni datalarla beraber revizyona uğrama olasılıkları da vardır. Nominal faizin enflasyondan arındırılmasıyla reel faiz elde edilir, dolayısıyla enflasyon nominal faizden yüksekse reel faiz negatif olur. Reel faiz önemli; çünkü negatif reel faiz olursa benzer ligdeki ekonomiler arasında negatif ayrışma katsayısı da artar.

İkincisi; Türkiye’nin geleneksel olmayan para politikası araçlarını bırakılmasına veya faiz koridorunun daraltılmasına ihtiyacının olup olmadığı. Burada ana odak noktası içsel ve dışsal risk göstergeleri olmalıdır.

İç faktörlerde; 15 Temmuz sonrası oluşan ortamın stabilize olması ve siyasi risk noktasından uzak durmamız gerekliliği ortaya çıkıyor. Türkiye’nin dış finansman akışını olumsuz etkileyecek konumdan uzakta kalması, yani içsel risklerin ağırlık kazanmaması; dış finansman ihtiyacını olumsuz etkileyecek şekilde kırılganlığını artırmaması gerekiyor. Yılsonuna kadar kredi notu riskimiz var. Faiz indirimleri sonrasında sermaye akımlarının durumu ve yatırım ortamı, reyting değerlendirmelerinde ana etken olacaktır.

Dış faktörleri küresel ekonomik büyüme trendi ve para politikaları başlığı altında toplamak gerekiyor. Bu iki ana başlık altındaki faktörler küresel risk iştahındaki seyri ve gelişmekte olan ülkelere olan bakış açısını belirleyecektir. İlk sırada Fed geliyor. Avrupa’daki siyasi ve demografik problemler ve ilerleyen dönemlerde birçok ülkede gerçekleşecek seçimler büyük önem arz edecektir. Küresel ekonomik büyümenin şu anda kaygan bir zeminde olduğuna işaret etmekte fayda var.

‘MERKEZ, FAİZ İNDİRİMLERİNE DEVAM EDEBİLİR’

Merkez Bankası faiz indirimlerine bir süre daha devam edebilir. Enflasyona bağlı bir para politikası olacaksa; faizin daha inmemesi gerekiyor. Faizde hareket alanı oluşması için enflasyon beklentilerinin gerilemesi gerekir. Küresel risk iştahı yüksek kalmaya devam ederse; her ne kadar marjinal fonlamanın enflasyon oranı altına düşmemesi gerektiğini düşünsek de, faiz indirimleri devam edebilir. Merkez Bankası bizce en az bir faiz indirimi daha yapacaktır, duruma göre bu iki de olabilir. Ancak aylar ilerledikçe, artık eli daha zorlaşmaktadır.”

‘SADELEŞTİRME’DE YOLUN SONUNA YAKLAŞILIYOR’

ALB Forex Araştırma Uzmanı ve UZMANPARA yazarı Rıdvan Baştürk, piyasaların merakla beklediği Merkez Bankası’nın faiz kararını şöyle değerlendirdi:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası piyasa beklentileri dahilinde faiz koridorunun üst bandında 25 baz puan indirime gitti. Çekirdek enflasyonda beklenen kademeli düşüş ve gıda enflasyonunda beklenen gerileme nedeniyle Kurul, bu adımı attı. Yapılan bu indirimle birlikte Mart ayından bu yana toplamda 225 baz puan indirim yapılarak faiz koridoru 125 puan ile tarihin en dar aralığına gelmiş oldu. Yurtiçinde enflasyonun seyri, yurtdışında ise Fed faiz artırım beklentileri önümüzdeki süreçte Merkez Bankası’nın atacağı adımlarda önemli rol oynayacaktır. Enflasyonda görülebilecek artış, buna ek olarak Fed faiz artırım beklentilerinin artış göstermesi durumunda Merkez Bankası’nın önümüzdeki aylarda eli eskisi kadar rahat olmayacaktır.

‘MERKEZ BANKASI İNDİRİMLERİ ENFLASYONDAN BULDUĞU DESTEKLE HIZLANDIRDI’

Merkez Bankası 2015 Ağustos ayında ilan etmiş olduğu sadeleştirme yol haritası kapsamında hedeflediği faiz koridorunun üst bandındaki indirimleri özellikle yılın ilk yarısında enflasyondan bulduğu destekle hızlandırdı. Mevcut duruma bakıldığında özellikle yurtdışında gelişmiş ülke merkez bankalarının genişlemeci politikalara devam etmesi ve Eylül ayına ilişkin Fed faiz artırım beklentilerinin azalması Merkez Bankası’nın faiz indirimi için zemin oluşturmaktaydı. Diğer yandan gıda fiyatlarında beklenen gerileme ve çekirdek enflasyonun kademeli düşüşüne ilişkin beklentiler de Merkez Bankası’nın bu faiz indiriminde rol oynamıştır.

Bundan sonraki süreçte yurtiçinde enflasyona ilişkin gelişmeler, yurtdışında ise Fed beklentileri önemli rol oynamaya devam edebilir. Yurtiçinde enflasyon yüzde 8.70’e yükselirken ağırlıklı ortalama fonlama faiz oranı yüzde 8.0 civarında seyretmekte. Enflasyonun yüksek seyretmesi reel faizi aşağı çeken önemli bir faktör. Faiz koridorunun 125 baz puan aralığına gelmesi de Merkez Bankası’nın önümüzdeki toplantılarda eli eskisi kadar rahat olmayacaktır.

TCMB faiz kararını açıkladı.. Şaşırtmadı..

‘FED BEKLENTİLERİ MERKEZ’İN ADIMLARINA ETKİ EDEBİLİR’

Diğer yandan yurtdışında Fed’e ilişkin beklentiler de önümüzdeki süreçte Merkez Bankası’nın faiz indirim yönünde atacağı adımlara etki edebilir. Her ne kadar son haftalarda gelen makro veriler sonrası Fed’e ilişkin faiz artırım beklentileri azalmış olsa da haftasonu Fed Başkan Yardımcısı Fischer’in şahin tonda konuşması ve Cuma günü Jackson Hole toplantısında Fed Başkanı Yellen’in faiz artırım yönünde sinyal vermesi durumunda gelişen ülke varlıklarında değer kayıpları söz konusu olabilir. Bu durum ise Merkez Bankası’nın önümüzdeki dönemde faiz indirim yönünde atacağı adımları sınırlayabilir.

Her ne kadar yurtdışı gelişmeler ve enflasyonda beklenen düşüş neticesinde faiz koridorunun üst bandından indirimlere devam edilse de önümüzdeki aylarda enflasyonda görülebilecek yükselişler ve Fed faiz artırım beklentilerinin artış göstermesi sadeleştirme politikasında sonlara gelindiğinin sinyallerini verebilir.”

0