Rusya’nın doğalgaz akışını kesme ihtimaline karşı alternatifler tartışılıyor. Kimine göre LNG kapasitesi artırılmalı, kimi için ise Irak gazı seçenek.

Rus savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi sonrasında ortaya çıkan krizin yankıları sürüyor. Rusya, Türkiye’ye karşı bir dizi ekonomik yaptırım kararı aldı. Ancak asıl endişe edilen Rusya’nın Türkiye’ye sattığı doğalgazı kesip kesmeyeceği.

Enerji piyasası analistleri, gelişmelerin önemli olduğunu ama Rusya’nın gazı tamamen kesmesi gibi bir durumun yaşanmayacağını söylüyorlar. Öte yandan analistler, Rus gazına bağımlılık konusunda mutlaka yeni alternatiflerin geliştirilmesi gerektiği konusuna vurgu yapıyorlar. İşaret ettikleri noktalar ise Kuzey Irak gazı ve Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sahaları.

“KESERSE İTİBARI BİTER”

Bosphorus Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, Rusya ile yaşanan krizin sadece güvenlik değil, potansiyel olarak çok ciddi bir enerji güvenliği krizi yaratabileceğine dikkat çekiyor. Rusya ile yaşanan krizin derinleşme ihtimalini düşük gören Öğütçü’ye göre, Rusya, Türkiye gibi önemli bir doğalgaz pazarını kaybetmek istemez. Türkiye, Gazprom’un dünyadaki ikinci büyük müşterisi. Her yıl yaklaşık 28 milyar metreküp gaz alıyor ve bunun için 20 milyar dolara yakın para ödüyor. Türkiye’den sonraki en büyük müşteri ise Almanya.

Rusya ile Türkiye arasındaki enerji ticareti uluslararası hukuki anlaşmalarla güvenceye alınmış durumda. Türkiye’ye sağlanan gaz veya Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin tek taraflı olarak iptal edilmesi Rusya’yı diğer müşterileri nezdinde çok ciddi prestij kaybına uğratır. Üstelik Batı’nın Ukrayna müdahalesi sonrasında uyguladığı yaptırımları sürerken ve düşen petrol fiyatı nedeniyle uğradığı zarar hesaba katılırsa Rusya’nın bu riski alması çok zor. Öğütçü, petrol fiyatının düşmesi nedeniyle Rusya’nın petrol ihracatından elde ettiği gelirin 100 milyar dolar azaldığını hesaplıyor. Öğütçü, Rusya Devlet Başkanı Putin’in fevri tavırlarına rağmen bu noktaya gelinmesine ihtimal vermese de, Rusya’nın başvuracağı bazı sıra dışı yöntemlere gönderme yapıyor.

KIŞ ORTASINDA BORU PATLAYABİLİR!

Öğütçü, normal yollardan gazı kesmese de Rusya’nın Türkiye’yi zora sokmak için başvuracağı yöntemleri şöyle anlatıyor: “Rusya’nın ikmal güvenliğimizi tehlikeye atmak için gazı tamamen kesmesine gerek yok. Geçmişte Rusya’nın Türkmenistan, Ukrayna, Bulgaristan gibi ülkeleri cezalandırmak için yaptıklarını hatırlayalım. Kışın ortasında bir anda boru hatlarındaki erozyon dolayısıyla iki haftalık bir tamirat gerektiğini açıkladı. Ayrıca pompa istasyonlarından bir tanesi durup dururken infilak etmişti. Rusya’nın geçmişte bu tür yöntemlere başvurduğunu biliyoruz.”

“UYANDIRMA SERVİSİ OLDU”

Rusya ile yaşanan krizin Türkiye açısından bir ‘wake up call’ yani uyandırma servisi işlevi gördüğünü de vurgulayan Öğütçü’ye göre, Türkiye Rusya’ya doğalgazda yüzde 50’den fazla bağımlı. Oysa Avrupa’nın bağımlılığı yüzde 30. Avrupa bu oranı yüzde 15’e çekmeye çalışıyor. Türkiye, Rusya’ya gaz bağımlılığı konusunda oldukça gevşek davranmıştı. İsrail ve Mısır ile yaşanan uyuşmazlık bölgede Kıbrıs, Yunanistan, Mısır ve İsrail arasında Türkiye’ye karşı bir cephe yarattı. Belki bu son gelişmeler sonrası Türkiye, Doğu Akdeniz’e farklı bir gözle yaklaşabilir. Mısır ve İsrail ile yeni köprüler kurulabilir. Öğütçü’ye göre, oyun ve sahadaki realite değişti.
Öğütçü, Rus doğalgazının ikamesi için öne sürülen kaynakları ise, rasyonel bulmuyor. Rusya ile enerji krizinin derinleşeceğine inanmayan Öğütçü’ye göre, krizin derinleşmesi durumunda Türkiye’nin yapacakları sınırlı. Örneğin, Katar ile yapılan LNG anlaşmaları sorunu çözemez. Çünkü Katar’dan 28 milyar metreküp gaz ithal edilmeye karar verilse bile bunu depolayacak terminal kapasitesi yok. Diğer bir çözüm olarak TANAP’ın hızlandırılması öne sürülüyor. Oysa TANAP’dan gelecek gazın miktarı 16 milyar metreküp. Bunun 10 milyar metreküpü Güneydoğu Avrupa’ya gidecek. Bu hat da en erken 2018’de devreye girebilir. Ayrıca bunu hızlandırsak bile Rusya canımızı yakmak isterse Gürcistan’da bir kriz yaratabilir. Boru hattının geçeceği bölgeyi bloke edebilir.

İRAN VE DOĞU AKDENİZ

Rus gazını ikame için öne sürülen diğer çözümlerin İran gazı ve Doğu Akdeniz’deki yeni gaz sahaları olduğunu belirten Öğütçü bunların yetersizliğini de şöyle açıklıyor “İran’ın şu anda Türkiye’ye sattığı 10 milyar metreküplük gaz aslında Türkmenistan’dan aldığı gaz. Onu alıp bize satıyor. Bir yerde takas yapıyor. Çoğu zaman da bunu bize veremiyor ve bu nedenle tahkime gidiyoruz. En pahalı gazı onlardan alıyoruz. İran üretiminin tamamını kendisi kullanıyor. Halen daha da çok ihtiyacı var.” Doğu Akdeniz’deki gazın ise siyasi ilişkilerdeki bulanıklık yüzünden harekete geçirilemediğini ifade eden Öğütçü, İsrail’deki Leviathan, Kıbrıs’daki Afrodit ve Mısır’daki Zohr sahalarında yatırım karan alınsa bile bunların hayata geçmesinin en az üç yıl süreceğini vurguluyor.

KUZEY IRAK GAZI YAKIN İHTİMAL

Öğütçü, Türkiye açısından en yakın ve hızlı şekilde harekete geçirilecek alternatif gazın Irak Kürdistan’ındaki gaz olduğunu savunuyor. Bölgede 500 milyar metreküp gaz rezervi bulunuyor. Bu sahayı Genel Enerji ile Kürt yönetimi birlikte kontrol ediyor. Sahalar Türkiye sınırına 300 km uzaklıkta. Eğer şu anda yatırım kararı alınırsa iki yıl içinde 10 milyar metreküp gaz buradan Türkiye’ye akabilir. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin o gazı satacağı başka bir pazar yok. Türkiye tek alternatif pazar. Bunun alım anlaşması yapıldı. Buradaki sorun Kürt bölgesi egemen olmadığı için dışardan finansman bulmak zor. Dolayısıyla Türkiye’nin buraya yatırım yapması lazım. Başlangıçta 2.5 milyar dolarlık bir kaynak lazım. Bu kaynak Arap dünyasından bulunabilir. Bu yatırım hem süratli, hem de güvenilir bir biçimde yapılabilir; çünkü kontrol Türkiye’nin edebileceği bir bölgede. Doğalgaz ikmal güvenliği açısından çeşitlendirmeye katkıda bulunacak bir proje. Öğütçü, şu anda orada üretilen petrolün Türkiye üzerinden Ceyhan’a aktığım ve dünya piyasalarına satıldığına dikkat çekiyor.

YÜZER LNG TESİSİ

Hızlı şekilde devreye alınacak diğer bir çözüm ise yüzer LNG tesisi. Bunun bir örneğinin Ürdün tarafından Akabe’de kurulduğunu söyleyen Öğütçü’ye göre, deniz üzerinde hem sıvılaştırma hem depolama yapabilen bir tesis 7-8 gibi kısa bir sürede ayda kurulabiliyor. İhtiyaç neredeyse oraya çekip aktarılabiliyor. En kısa vadede yapılacak yöntemlerden biri bu. Yüzer LNG tesisinin maliyeti 200 milyon dolardan başlıyor. Bunlardan 8-10 tane yapılıp kıyı bölgelere dağıtılabilir.

AKŞAMDAN SABAHA OLMAZ

Damnus Energy Yönetim Kurulu Başkam Nusret Cömert ise, Rusya ile Türkiye’nin birbirine bağımlı olduğunu belirterek, “Rusya pazar olarak bizi kaybetmek istemez. Türkiye’nin doğalgaza ihtiyacı var” diyor. Buna karşın Rus gazının çok kısa vadede akşamdan sabaha telafi edecek bir alternatifi olmadığı görüşünde. Cömert, kısa vadede değil ama orta vadede bir şeyler yapılabileceğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin arz güvenliğim çeşitlendirmek için mevcut projelere hız verebileceğini belirten Cömert’e göre, örneğin, Irak’ta Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimiyle merkezi Bağdat yönetimi arasında arabuluculuk yapıp Kürt bölgesindeki gazı bir an evvel Türkiye’ye getirebilir, İsrail ile ilişkileri geliştirip ekonomik anlamda belirli bir seviyeye getirebilir. Bu sayede Doğu Akdeniz’deki rezervin Türkiye üzerinden taşınmasını sağlayabilir.

LNG KAPASİTESİ HIZLA ARTIRILMALI

Enerji 10 Genel Müdürü ve uluslararası gaz piyasaları analisti Emre Ertürk ise, asıl tartışılması gereken konunun Rusya’nın doğalgazı kesme ihtimalinin olmadığını, iki ülke arasındaki gaz ilişkisinin geleceği olduğunu savunuyor. Ertürk’e göre, Rusya’nın gazı kesmesi çok kısa vadeli bir gelişme. Rusya ile Türkiye doğalgaz ilişkisi daha on yıllarca sürecek bir ilişki. Bu ilişkinin geleceğinin tartışılması öncelikli. Gaz kesilmesi çok trajik olur ancak bu büyük bir ihtimal değil. Bundan sonra fiyatla ilgili indirim müzakereleri ve tahkim konusu sorun teşkil edebilir. Türkiye’nin mutlaka “Rus gazı kesilsin kesilmesin” tartışmasından bağımsız olarak Türkiye’nin ilave arz kaynaklarına ihtiyacı var. Arz güvenliği konusunda hızlı adım atılması gerekiyor.

Ertürk, arz çeşitliliği açısından en hızlı ve düşük maliyetli çözümün mevcut LNG depolama kapasitelerinin artırılması olabileceğini söylüyor. Uzun vadeli çözüm olarak ise Irak ve Doğu Ak-deniz gaz rezervleriyle ilgili projelere hız vermek olduğunu kaydediyor. Ertürk, gaz kesilmese bile bundan sonra indirim ve akışta aksamalar olabileceğini de dile getiriyor.

“PETROL VE ELEKTRİK FİYATI ARTMAZ”

Doğalgazda yaşanacak sorun nedeniyle elektrik fiyatında bir artış olmayacağını belirten Mehmet Öğütçü, petrol fiyatının da jeopolitik risklere rağmen düşük kalmaya devam edeceği görüşünde. Öğütçü şunları söylüyor: “Doğalgaz fiyatından bağımsız olarak elektrik üretiminde bir kapasite fazlası var. Belli dönemlerde talebin üzerinde arz var. Bazı santraller devre dışı kalmayı tercih edebiliyor. Çünkü üretim onlara daha pahalı geliyor. Petrol fiyatı ise normalde jeopolitik gerilim dönemlerinde fırlardı. Son bir yıldır dünya hiç yaşamadığı kadar ağır jeopolitik gerilimlerin içinde yaşıyor. Ama fiyatlar halen aşağı iniyor. Bunun en önemli sebebi, arz fazlası. Özellikle ABD’nin kaya petrolü ve İran’ın piyasaya girmesi” Önümüzdeki 18 ay ciddi bir artış beklemeyelim. Fiyatlar 2016 sonu için maksimum 55-60 doları bulur.”

(PARA DERGİSİ)

0