Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu, piyasadaki oynaklığın nedenini ve beklentilerini kaleme aldı.

piyasalardaki oynakligin nedeni ne?Piyasalar yeni yıla pek de olumlu başlamadı. Borsa 70 binin altını görürken dolar da 3 TL’ye yaklaştı. Herkes bu hareketin sebebini merak ediyor. Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu bugünkü köşesinde piyasalardaki oynaklığının nedenine yer verdi.

İşte Ağaoğlu’nun o yazısı;

Kötü gelen Çin verilerine Suudi-İran gerginliği eklenince piyasaların morali bozuldu. İlk 2 gündeki hareketlilik yılın bundan sonrası için çok da iyi sinyaller vermedi. Oynaklığın artacağı bir yıla girdik.

Piyasaların; yılbaşı “mahmurluğu” ile yılın ilk günlerinde sakin olması beklenir. Ancak bu yıl Çin’den gelen dalga ile hiç de sakin bir başlangıç olmadı. Çin’de 2015 ortasında getirilen satış yasaklarının yeni yıl ile birlikte gevşetilmeye başlamasına bir de 48.6 beklenen PMI verisinin (Satınalma Yöneticileri Endeksi) 48.2 olarak açıklanması eklenince Çin Borsası tarihinin en kötü yıl açılışını yaptı.

Çin’le bozulma başladı

Şanghay ve Shenzen borsaları yılın ilk gününde sırasıyla yüzde 6.86 ve 7.02 değer kaybedip, satışları durdurmak için yapılan düzenlemelere göre bir de 1.5 saat erken kapatılınca piyasalarda adeta tsunami etkisi yarattılar. Buna bir de Suudi Arabistan ile İran arasındaki krizin; aralarındaki diplomatik ilişkileri koparacak seviyeye kadar tırmanmış olması da eklendi ve 2016’nın ilk iki günü gerek varlık piyasaları, gerekse para birimleri açısından “satıcılı” başladı.

Ya da geçtiğimiz yılın kapanışları “dandikmiş” (Türk Dil Kurumu (TDK) dandik kelimesi için ‘1. Düşük nitelikli, 2.Düzmece’ anlamlarını veriyor). Galiba fon yöneticileri “Yıl sonu kapanışlarını yukarıdan yapalım da hem yatırımcılar kendilerini zengin sanarak yeni yıla girsinler, hem de bizler bu sayede daha yüksek ‘başarı primi’ alabilelim” dediler herhalde… Büyük ölçüde de başarmış görünüyorlar. En azından yeni yılın ilk iki gününe bakıldığında.

Ancak yılın ilk iki günündeki hareketlilik yılın bundan sonrası için çok da iyi sinyaller vermedi. Oynaklığın çokça artacağı bir yıla girdik.

Pazartesi günü açıklanan enflasyon verisi, geçtiğimiz ay faizleri değiştirmeyen Merkez Bankası’nın kredibilitesini bir kez daha sorgulattı. Dolar/TL kurlarında ve bono bileşik faizlerindeki artışta son enflasyon verisinin de payı vardı.

Merkez Bankası’nın verim eğrisini yatay yapma hedefi nihayet gerçekleşti ve 10 yıllık tahvilin getirisi yüzde 11.10’la 2 yıllık gösterge tahvil getirisine neredeyse eşitlendi. Şaka bir yana bu ciddi sorun. Piyasanın uzun vadeli beklentisinin olumsuz olduğu, enflasyon ile mücadelede ciddi adımlar atılmasını beklemediğini ortaya koyuyor.

Dolar / TL’de 3.03 kritik

İran-Suudi Arabistan gerilimi, petrol fiyatlarını yükseltti. Ancak içinde bulunduğumuz dönemin yüksek stok, artan üretim ve düşen talep gibi “temel verileri” yükselişleri sınırlıyor. Düşük petrol fiyatı hikayesi de bitecek olursa dolar/TL başta olmak üzere bizim piyasalarımıza yönelik algı daha da bozulabilir. Dün dolar/TL kurunda; paritenin ve diğer gelişen ülke para birimlerinin (Özellikle Rand ve Ruble) de etkisiyle 2.9920’lere kadar bir yükseliş oldu. 3.0350 seviyesi kritik. Bu seviyenin üzerinde günlük özellikle de haftalık bir kapanış gerçekleşirse 3.0753’teki bir önceki zirvenin yukarı yönde geçilmesi ve 3.1650-3.2050 bandının test edilme olasılığı artacaktır.

Petrolün fitilini ateşlemez

Petrol rezervleri bakımından dünyanın en zengin bölgesi olan Ortadoğu’nun önemli iki ülkesi Suudi Arabistan ve İran arasındaki diplomatik krizin, petrol fiyatlarına etkisinin uzun sürmeyeceği belirtiliyor. Uzmanlar, iki ülke arasındaki gerginliğin Pazartesi günü ham petrol fiyatlarında yüzde 2’lik yükselişe neden olduğunu ancak bu durumun çok uzun sürmeyeceğini ifade ediyor. Capital Economics’in Emtia Araştırmaları ve Küresel Ekonomi Başkanı Julian Jessop, “Arz fazlası ve yüksek petrol üretimi nedeniyle, jeopolitik riskler petrol fiyatlarını eskisi kadar etkilemiyor” dedi.

0